Join the forum, it's quick and easy

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Son Konular
Konu
Tarih
Yazan
!!HackerFriend Red Tasarımı !!
Çok Güzel Bir V6 Tasarımı İzin Alınmıstır !
Fakedesign Tasarımı
Çok Güzel Bir Mavi Tasarim
Beyaz Noktalı güzel bir Tasarım
LORD MAV Tasarımı [ Manyak Bişi ] :)
knight online&silkroad Tasarımı
Resident Evil 5 - 2009 - Full - Oyun indir - Download - Yükle
Gloryke Pk server sızlerle...
Server Kurulumunda Bilmeniz Gereken Terimler Ve Açıklamaları
7/9/2020, 11:16
30/12/2011, 22:21
30/12/2011, 22:04
30/12/2011, 22:00
30/12/2011, 21:53
30/12/2011, 21:51
13/4/2011, 22:36
13/3/2011, 10:34
7/3/2011, 19:52
4/3/2011, 18:15











1 sayfadaki 1 sayfası | Paylaş | 
Ben Seni Kendime Sakladım.. Collapse_thead
HaylazTurk-Ben Seni Kendime Sakladım..
Ribery
™HT Aktif ™

™HT Aktif ™

Ribery
<b>Mesaj Sayısı</b> Mesaj Sayısı : 223
<b>Konu Sayısı</b> Konu Sayısı : 193
<b>Rep Puanı</b> Rep Puanı : 4
<b>Kayıt Tarihi</b> Kayıt Tarihi : 16/06/10
Ben Seni Kendime Sakladım.. Untitl83
EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu
Ben Seni Kendime Sakladım.. Vide
MesajKonu: Ben Seni Kendime Sakladım..

Ben Seni Kendime Sakladım.. B48g92


ben seni kendime yasakladım
bütün gün odamı
temizliyorum
sevdiğim bir tenor var
akşamları onu dinliyorum

gördüğüm bütün kötü düşleri görmezden geliyorum
adı konmamış duygularla
dolar ya bazan insan
onlara birer isim uyduruyorum

ne zaman makas
değiştirse bir tren
mutlaka bir sigara yakıyorum
(çakmakla değil,
kibritten hoşlanıyorum)
istasyon şefi beni çok seviyor
onunla her akşam
bir büyük deviriyorum

sonra kuşları düşünüyorum
(isimlerini bilmem,
bir kaçı dışında)
duvar kağıtlarını her sabah değiştiriyorum
(ne
yapayım, havai bir adamım)
mümkün olduğu kadar acıkmamaya çalışıyorum


unutmadığım günler işe gidiyorum
(o kadar az kazanıyorum ki)

insanlarla hiç yüz vermiyoruz birbirimize
halbuki ben onlarla saatlerce
konuşmak istiyorum

evime otobüsle dönüyorum
(mavi bir otobüs var,
ben hep onu bekliyorum)
şoföre kartımı gösterirken
kendimi fbi ajanı
gibi hissediyorum
(şoför o kadar güleryüzlü biri ki, her seferinde
bu
kadar olur diyorum)

sonra çırılçıplak soyunup kitap okuyorum
havalar
çok sıcak gittiği için değil
ben öylesinden hoşlanıyorum
Bir de
balıklarım var, ama bir akvaryumum olmadığı sürece
onlarla iyi ilişkiler
kurabileceğimi sanmıyorum.

bazan biraz borç veriyorum kendime
(ama
geri ödediğimi hiç anımsamıyorum)
yağmura ayıp olmasın diye
şemsiye
falan da kullanmıyorum

hafızam pek güçlü değilse de
hiç olmazsa
adımı unutmamaya çalışıyorum
unutunca ehliyetime bakıyorum
(sanki bir
ehliyetim varmış gibi)
çok sıkışınca anneme soruyorum
(her seferinde
gözyaşlarına boğuluyor nedense
halbuki ben biraz gülsün diye böyle
yapıyorum)

tıraş olmayı pek sevmiyorum
(gerek saç; gerekse de sakal)

mahallede bana robinson diyor olabilirler
bunu arada bir araştırıyorum


bazan bir yangın çıkartsam diyorum
(ne yapayım sabotaj sözcüğünü çok
seviyorum)
acaba beni kurtarmaya birisi gelir mi
acaba sokak köpekleri
yokluğumu farkeder mi
onlara her görüşümde biraz bozuk para veriyorum
bu
yüzden beni her seferinde ısırıyorlar
(doğrusu ben de onlara hak veriyorum)


sık sık tek başıma yaşadığımı zannediyorum
halbuki her gün bir sürü
insanla karşılaşıyorum evin içinde
(bir sürü dediysem, o kadar da
abartmayın, en fazla birkaç kişi)
onlarla her seferinde yeniden tanışıyorum

bu yüzden bana diş biliyor olabilirler
(ama haksızlar mı allahaşkına,
siz söyleyin)

felsefeyi pek sevmiyorum
aristo’yla da kant’la da da
pek sık görüşmüyorum
arada bir telefon açıp yemeğe çağırıyorlar

sıkılacağımı bildiğim için gitmiyorum

ama iş şiire gelince çok şey
değişir
bütün şairlerle iyi geçiniyorum
(gerçi bazıları ödünç uyak
istiyor benden ikide bir
kendi uyaklarınızı kendiniz uydurun bence diyorum)


bazan bütün bir yaz geçiyor ben denize girmiyorum
(ne yapayım, belki
de ıslanmaktan hoşlanmıyorum)
ama deniz kenarında dolaşmayı çok seviyorum

(dönüşte bütün ayakizlerimi toplayıp çöp kutusuna atıyorum)

aslında
senin beni anladığından da emin olamıyorum
(tamam tamam, ben de sana pek
ipucu vermiyorum)
bunu bana iki de bir kızmandan anlıyorum
o zaman
tarafsız olmaya çalışıyorum
(ama nedense her seferinde kendimi haklı
buluyorum)


bazan çok güzel kızlarla çıkıyorum
(ama hiçbiriyle de
tek kelime konuştuğum yok)
birkaç gün içinde terk ediyorlar beni
ben de
ıslık çalarak oradan uzaklaşıyorum

mavi rengi çok seviyorum

gözkapaklarımı maviye boyuyorum
ne zaman markete gitsem
birkaç mavi
yumurta alıyorum

kör olmaktan çok korkuyorum
o zaman oturup biraz
ağlıyorum
televizyonu açıp konuyu değiştirmeye çalışıyorum
bir kıymık
batmasın diye
sokaklarda gözü kapalı yürüyorum
(vatmansız bir tren gibi)


sana hiç laf söyletmiyorum
mesela, birisi beni hiç sevmediğini
söyledi değil mi
(bu ben de olabilirim)
onu hemen oracıkta öldürüyorum

(sonra isa geliyor, biraz mırıldanıyor ve..)

çocuklarla çok iyi
anlaşıyorum
onlara günün birinde ****rirsem sakın beni
taşlamayın
diyorum
onlar da hemen söz veriyorlar
(ama çocukları bilirsiniz, onlara
pek de güvenemiyorum)

çok yakın bir arkadaşım var
(adının ne
olduğunu hala bilmiyorum)
bazan oturup birlikte içiyoruz
ona her
seferinde kendine bir kız bul artık diyorum
(nedense o da bana aynı şeyi
söylüyor
tuhaf bir durum, kabul ediyorum)

şarkı söylemeye çok
utanıyorum
(bütün yüzler bana çevrilecekmiş gibi geliyor)
çok istersem,
biraz gitar çalıyorum
perdeleri çekip **** gibi dansediyorum
(kapı da
sımsıkı kapalıysa)

İnsanlar durmadan konuşuyor
(ben kesinlikle cevap
vermiyorum)
Başkalarının bu kadar akıllı oluşuna şaşıyorum
Nasıl olup da
her şeyi biliyorlar
(bense hemen hemen hiçbir şey bilmiyorum,
buna da
ayrıca şaşıyorum)

aynaya pek sık bakmamaya çalışıyorum
(söylemiştim,
epeyce borcum birikti kendime)
ya da belki ismimi sorar da bilemem diye
korkuyorum
(yanlış hatırlamıyorsam bundan da biraz söz etmiştim)
ben de
saçlarımı el yordamıyla tarıyorum
tıraş olmak içinse berbere gidiyorum

(tahmin edersiniz, aynaya sırtımı dönüyorum)

canım seni görmeyi çok
isterse
oturup bir resmini yapıyorum
(sana benzetebildiğimi pek
söyleyemem)
sonra kendime bir votka hazırlayıp
sana annabell lee’yi
okuyorum
(bu şiirde ne buluyorsun hiç anlamıyorum)

dışarıda yağmur
yağmıyorsa acayip bozuluyorum
oturup ilyada’yı ezberlemeye çalışıyorum
o
sırada telefon falan çalarsa
kesinlikle cevap vermiyorum

bazan canım
gerçekten sıkılıyor
o zaman kendime biraz içki koyuyorum
ışıkların
hepsini kapatıyorum
ilk yudumu hep senin şerefine içiyorum
(bir
keresinde unutmuştum bunu, saklamıyorum)

o gün seninle karşılaşmışsak

mutlaka oturup bunu not ediyorum
(üzerinde ne vardı, gülümsüyor muydun)

eğer birini sana benzettiğimi fark etmişsem
yazdıklarımı hemen o an
yırtıyorum

bazan bütün gün şiir okuduğum oluyor
(kan dolaşımım biraz
hızlansın diye)
örneğin bu sabah aynı şiiri yirmi defa okumuşum
(yine de
ezberleyemedim, işte buna çok içerliyorum)

o gün günlerden Cuma’ysa

mutlaka biraz gülümsüyorum
en güzel giysilerimi giyip sokağa çıkıyorum

kızın biri şöyle alıcı gözle bakarsa bana
bu iş bu kadar deyip evime
dönüyorum
(yanlış anlamayın, bunun pek sık olduğunu savunmuyorum)


bazan eski günlüklerimi karıştırıyorum
her seferinde kendime hayret
ediyorum
ne acayip bir adammışım ben diyorum
(sanki şimdi çok
normalmişim gibi)
yine de kendimi bir şekilde bağışlıyorum


sokaklarda hızlı hızlı yürüyorum
ya birisi bana saati sorarsa, ya
biri el ilanı falan uzatmaya kalkarsa,
(böyle şeylerden pek hoşlanmıyorum)

ama bir tatlıcıya rastlamışsam
mutlaka girip oturuyorum
ne
yiyeceğime bir türlü karar veremiyorum,
bir iki saat öylece oturup
düşünüyorum,
sonra da hiçbir şey yemeden kalkıyorum,
(bana sorarsanız,
böyle olacağını daha baştan biliyorum)

kendime biraz mesafeli
davranıyorum
belki de fazla şımartmak istemiyorum
örneğin her sabah
günaydın derim kendime
ama bazan söylemeyi unutmuş gibi yapıyorum



insanlarla kavga etmemeye çalışıyorum
biri bana vurmuşsa
başkasına benzetmiş olmalı diyorum
bir süre bunu itiraf etmesini bekliyorum

etmiyorsa adam sen de deyip oradan uzaklaşıyorum

kuşlarla aramdan su
sızmıyor
(gerçi geçen gün bir tanesiyle biraz tartıştık,
neymiş, bayat
yem atmışım önüne, böylesini yiyemezmiş,
karnı da öyle aman aman aç değilmiş
zaten,
yemezsen yeme dedim ben de, mendebur hayvan,
onu da bulamayan
kuşlar var, bence bunu biraz düşünmelisin)
(bazı kuşları anlamak gerçekten
de mümkün olmuyor)

barlara gitmeyi pek sevmiyorum
(dünya gözüme
başka türlü görünmüyor)
eve gelip biraz uzanmayı tercih ediyorum
gerçi
birkaç dakikadan fazla yatamıyorum
(sanırım biraz sinirli bir adamım)


bazan gelip benden bir şeyler istiyorsun
(bir çakmak, bir kitapçık)

nedense hep bende olmayan şeyleri seçiyorsun
her seferinde de iki elinle
birden kapıya yaslanıyorsun
(bundan tuhaf bir zevk aldığımı itiraf ediyorum)


ama ben seni kendime yasakladım
bütün gün balık avlıyorum
bazan
kendime telefon ediyorum
nedense hiçbir zaman evde olmuyorum

(sandığınızdan daha meşgul bir adamım)

bazıları biraz çatlak
olduğumu düşünüyor
selam bile vermeden yanımdan geçiyorlar
ben de
içimden canınız cehenneme diyorum
saati sorarlarsa mutlaka yalan söylüyorum


ne zamandır bir tiyatroya gideyim istiyorum
(sırf vestiyere
bırakabilme zevki için bir şemsiye edinmeye değer)
ama ya oyun iyiyse de sen
kaçırdın diye üzülürsem deyip gitmiyorum
(buna inanmayabilirsin)
ben de
oturup kendi oyunlarımı kendim yazıyorum
(çoğu ilion’da geçiyor, homer’den
esinleniyorum)

bazan seninle ne güzel anlaşıyoruz
(örneğin hangi diş
macunu daha iyi, bu seçimlerde kime oy vermeli)
ama bazan da bütünüyle ters
düşüyoruz
(ben haikulardan hoşlanıyorum, sen sonelerden)
o zaman birkaç
gün hiç konuşmuyoruz

dedim ya, ben seni kendime yasakladım
bütün gün
ağaçlara tırmanıyorum
(sırf kuşları şaşırtmak için)
çocuklara
bilmedikleri oyunları öğretiyorum
(çoğunu bir gece önce uydurmuş oluyorum)

ne o öyle, ne zaman görsem saklambaç, yakartop, birdirbir
klişelerden
hiç mi hiç hoşlanmıyorum

arada bir tavlalara gidiyorum
seyislerden
izin alıp atlarla biraz konuşuyorum
hepsi de beni öyle seviyor ki
her
seferinde onlara daha çok şeker götürüyorum

sen şimdi şaşıyorsun ne çok
şey yaptığıma
bu kadar iş yirmidört saate sığar mı diyorsun
(ilk bakışta
ben de sana hak veriyorum)
ama bir şey söyleyeyim mi
bütün bunlardan
sonra yine de boş vaktim kalıyor
hatta bütün bu saçmalıklar o kadar az
vaktimi alıyor ki
bütün gün ne yapsam diye kara kara düşünüyorum


bazan serbest bırakıyorum seni kendime
o zaman evinin önüne
geliyorum
(saat tam kaçta çıkacağını biliyorum)
çıkar çıkmaz sana saati
soruyorum
(ne yapayım daha iyi bir mazeret bulamıyorum)
sen de her
seferinde saatin olmadığını söylüyorsun
çok yazık deyip uzaklaşıyorum oradan

(bu her seferinde böyle oluyor
ama sen yine de bana hiç kızmıyorsun)


şarapçılarla yarenlik etmeyi seviyorum
(gerçi fazla samimi olmaya
gelmiyor, çok içince mutlaka maraza çıkartıyorlar)
onlara hayatın anlamını
soruyorum
yanıt olarak benden bir sigara istiyorlar


sonra bir
gemi batacakmış gibi oluyor
sakın ha diyorum bir batık daha kaldıramam

böyle şeyleri benden başka dert edinen olmamasına şaşıyorum

ama ben
seni kendime yasakladım
bütün gün duvarları boyuyorum
(bir gün
gözlerinin rengine, bir gün dudaklarının)
bütün kazancım boyalara gidiyor

ama olsun duvarlara bakınca gözlerini görmüş gibi oluyorum
(bazan da
dudaklarına dokunmuş gibi)

canım sıkkınsa kimseyle konuşmuyorum
(o
çok sevdiğim otobüs şoförüyle bile)
seninle bile
o zaman sanki bir kılıç
balığı şöyle bir sıçrıyor
ve tekrar sulara gömülüyor yarı baygın


kimi zaman akşam olmak bilmiyor
çocuklar bile asık yüzlüymüş gibi
geliyor bana
sanki her ağaca asılı bir ölü var
böyle günlerde alıp
başımı gidiyorum
yürürken üzerimdekileri çıkarıp atıyorum bir yandan da

çırılçıplak kalınca geri dönmeye başlıyorum

belki de
yasaklamamalıydım seni kendime
belki de daha sık düşünmeliydim seni
daha
iyi şiirler yazmalı ya da hiç olmazsa
daha çok yangın çıkartmalıydım
;
ki kül olup gitsin içinde avare kemiklerim

ama ben seni kendime
yasakladım
bütün gün deniz kenarında dolaşıyorum
dalgalar bana hiçbir
şey söylemiyor
ben yine de onlara iyi davranıyorum

bazan Ay bana bir
sır verecekmiş gibi oluyor
sanki belli belirsiz boğazını temizliyor

buyrun diyorum ben de hemen, sizi dinliyorum
ama o sırtını dönüp
uzaklaşmaya başlıyor




bütün gün kapımın önünü temizliyorum

sonra ordan mavi bir kuş havalanıyor
bir kedi ıslık çala çala önümden
geçiyor
çöpçüler nedense hep mutsuz görünüyor

bu kış oldukça sert
geçiyor
ceviz büyüklüğünde tanelerle yağıyor kar
bazan bir tanesi
avuçlarıma düşüyor
buzdolabına yetiştiremeden avcumda can veriyor
ne
yalan söyleyeyim işte o zaman boğazıma bir şeyler düğümleniyor

ben seni
kendime yasakladım
bütün gün misketlerimle oynuyorum
kırık bir
kaleydoskopum var
bazan gözümü yapıştırıp dalıp gidiyorum saatlerce

sanki oradan birisi bana el sallıyor
(bu belki sensin, belki de
değilsin, kesin olarak bilmiyorum)

sabah olunca kuşları uyandırıyorum

bazıları bana yeni öğrendikleri aryaları söylüyor
sonra da gagalarını
uzatıp birer solucan istiyorlar
(sanki ben solucanlara kıyabilirmişim gibi)

elbette biraz susamla yetiniyorlar

sana öyle çok şiir yazdım ki

üst üste koyunca boyumu bile geçiyor
ama bazıları o kadar ahmakça şeyler
ki
okurken utançtan yüzüm kızarıyor

ne zaman yağmur yağsa gözlerim
biraz nemleniyor
ne gereği vardı şimdi diyorum
oturup güzel şeyler
düşünmeye çalışırken
örneğin parktaki çocukları, o şoförü

ama ben
seni kendime yasakladım
oturup bütün gün bu şiiri yazıyorum..

Sayfa başına dön Aşağa gitmek   16/6/2010, 10:09
----
lord_zeross
™HT Kurucu™

™HT Kurucu™

lord_zeross
<b>Mesaj Sayısı</b> Mesaj Sayısı : 23
<b>Konu Sayısı</b> Konu Sayısı : 3
<b>Rep Puanı</b> Rep Puanı : 0
<b>Kayıt Tarihi</b> Kayıt Tarihi : 25/06/10
Ben Seni Kendime Sakladım.. Untitl83
EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu
Ben Seni Kendime Sakladım.. Vide
MesajKonu: Geri: Ben Seni Kendime Sakladım..

Teşekkürler

Sayfa başına dön Aşağa gitmek   16/8/2010, 11:19
----
1 sayfadaki 1 sayfası |
« önceki Konu | sonraki Konu »
Ben Seni Kendime Sakladım.. Collapse_thead
Yetkileriniz
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumda konulara cevap yazamazsınız
Bu forumda kendi iletilerinizi değiştiremezsiniz
Bu forumda kendi iletilerinizi silemezsiniz
Bu forumda dosya ekleyemezsiniz

Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz


BB code Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML Kodları Kapalı

Forum Kuralları
 

Powered by: phpBB2
Copyright ©2000 - 2010, GNU General Public License.
Skin vBulletin 4.0
Bu tasarım İçin Efastus tarafından editlenmiştir.
Yetkinforum.com | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Cookies | Son tartışmalar